Akıllı Cep Telefonu Satın Alma Rehberi

Akıllı Cep Telefonu Satın Alma Rehberi 

Son yıllarda hızla gelişen akıllı cep telefonu pazarının bir ucundan tutmadıysanız henüz ve sıranın size geldiğini düşünüyorsanız yanılmıyorsunuz. Zira gittikçe hızlanan hayatlarımızda hızlı ve bağlı olmak artık önemli kriterlerden bazıları.
Çok değil bundan 5-6 sene öncesine kadar cep telefonları sadece yanımızda taşıdığımız iletişim araçları iken şimdilerde bilgisayarlarımızı bile açtırmıyorlar çoğu durumda. Gelişen bu teknoloji, kendine kolayca bir pazar buldu ve şu anda satılan cep telefonlarının büyük çoğunluğu akıllı kategorisinde.
Peki nedir bu akıllı telefonlar? Akıllı cep telefonu tabiri, ilk olarak 1997 yılında Sony Ericsson GS 88 Penelope konsept tasarımı için kullanıldı. O zamanlar cep telefonlarının kapasiteleri çok daha azdı ve bu sebeple günümüzde akıllı telefon tabiri oldukça değişti. Akıllı cep telefonlarını nelerin akıllı yaptığına dair resmi bir tanım yok ortada, fakat genel olarak akıllı cep telefonlarının üçüncü parti yazılımları işletim sistemleri ile birlikte daha entegre çalışmasına izin veren API desteği listenin başını çekiyor. Günümüzde ise akıllı cep telefonu tabiri internete erişebilen, GPS ile konum bulabilen, giriş seviyesi kompakt kameralar kadar kaliteli fotoğraf ve video çekebilen, medya oynatabilme yetenekleri üst düzey olan cihazlar için kullanılıyor.
Bu makalemizde akıllı cep telefonu dünyasına giriş yapmak isteyen kişiler için dikkat edilmesi gerekenleri ve neye göre hangi cihazları satın almaları gerektiğine dair bilgiler vereceğiz. Direkt olarak marka/model önerisi yapmak değil amacımız, genel olarak akıllı cep telefonu dünyası hakkında bilgisi olmayan kullanıcıları bilgilendirmeye çalışıyoruz.
Akıllı cep telefonu satın alırken dikkat etmeniz gerekenleri makalenin bu kısmından sonra başlıklar halinde toparladık. Bu uzunca yazı için kahvenizi hazırlayın ve arkanıza yaslanın.
Akıllı cep telefonlarının aşağı yukarı neler yapabildiğine yukarıda değindik. Peki sizin bir telefonda neye ihtiyacınız var?
Günümüzde hala cep telefonlarını sadece arama yapmak ve mesaj almak/atmak için kullanan, internet ve diğer işler için bilgisayarları tercih eden bir sürü insan var. Eğer siz de bu kişiler arasında iseniz, normal telefonlara göre genelde daha pahalı olan akıllı cep telefonlarına ihtiyacınız yok demektir.
Eğer cihazdan daha fazlasını bekliyorsanız da ihtiyaçlarınızı iyi belirleyin. Çünkü markette belki de yüzlerce farklı model var ve bunların bir çoğu farklı alanlarda uzmanlaşmış durumdalar. Örneğin, sizin için ortalama yetenek ve hıza sahip fakat pil ömrü uzun olacak bir cihaz lazım ise alacağınız telefon ile kamerası çok iyi olsun gerisi o kadar önemli değil diyorsanız alacağınız telefon farklı olacaktır.
Ama unutmayın, genel olarak akıllı cep telefonların bir çoğu internet erişimine (WiFi ve 3G üzerinden), ortalama bir kameraya ve iş/eğlence için birçok uygulamaya sahipler. Üst seviye ile alt seviye cihazlar arasındaki fark genellikle bu özelliklerin kullanıcı deneyiminde ortaya çıkıyor. Üst seviye cihazlar daha iyi bir internet deneyimi ve kamera sunuyor örneğin. Önceliklerinizi belirledikten sonra üst seviye ile alt seviye arasında seçim yapmanız daha da kolaylaşacaktır.
Akıllı cep telefonu (hatta herhangi bir elektronik alet) alırken en büyük etkenlerden biri de bütçe. Çoğu elektronik aletin farklı fiyatlarda satılan birçok modeli olduğunu düşünürsek, sık sık karar vermemizi etkileyen en büyük etken fiyat oluyor.
Bir önceki adımda önceliklerinizi ve ihtiyaçlarınızı belirlediyseniz eğer bütçe konusu sizi çok yormayacaktır. Çünkü ihtiyacınızın karşılığını size sunan birden fazla model varsa en ucuzunu seçmek tabi ki çok daha kolay.
Fakat tam olarak neye ihtiyacınız olduğunu bilmiyorsanız bütçe çok önemli bir faktör oluyor. Eğer sadece akıllı telefon dünyasına giriş yapmak istiyorsanız bütçenize en uygun giriş seviyesi modellerden birini seçin. Çünkü bu modeller, akıllı telefon ihtiyaçlarınızı da gözden geçirmenize yardımcı oluyorlar ve akıllı telefon dünyasının ne olduğunu da kullanıcılarına gösterebiliyorlar.
Eğer ekonomik probleminiz yoksa seçeneğiniz daha çok demektir. İhtiyaçların yanı sıra cihazların sahip olduğu ekstra özelliklere de göz atarak hangisini alacağınıza karar verebilirsiniz.
Makalenin en başında direkt olarak telefon önerisi yapmayacağımızı belirtmiştik. Bu kısımda da genel olarak markaların güçlü ve zayıf yanlarına ve öne çıkan modeller ile neden öne çıktıklarına bakacağız.
iOS cephesinde baktığımızda doğal olarak tek marka Apple oluyor. Model olarak Apple’ın çıkardığı iPhone 3GS ve daha sonrası ülkemizde rahatlıkla bulunabiliyor.
Apple’ın güçlü yanlarına aslında bir önceki başlıkta iOS platformu altında değinmiştik. Firma markette oldukça güçlü konumda, en çok satılan akıllı telefon modelini üretiyor ve kısa bir süre içinde bu durumun değişme ihtimali oldukça zayıf.
Firmanın modelleri ise ülkemiz inanılmaz derece pahalı durumda. Eğer ekonomik anlamda en ufak bir tereddüte düşecek durumdaysanız iPhone’lardan uzak durmanız gerek. Fakat fiyatı sorun değilse ve iyi tasarıma sahip, hızlı, stabil, yetenekli ve çok yer kaplamayan bir cihaz arıyorsanız Apple’ın iPhone’ları size göre. En son çıkan model iPhone 5′in fiyatı fazla geliyorsa iPhone 4S de günümüz için gayet yeterli bir cihaz.
Android cephesinde baktığımızda onlarca üretici görüyoruz. Bunlar arasında Samsung, Sony, HTC, Motorola ve LG gibi firmalar öne çıkıyor haliyle.
Bu markalar arasında Samsung tartışmasız Android camiasının bir numarası. Satış olarak Apple’a kafa tutabilen tek firma olan Samsung, bu başarısını harika telefonlarına ve başarılı reklam kampanyalarına borçlu.
Samsung’un diğer firmalara göre yaptığı bazı iyi şeyler var. Örneğin firma satışa çıkardığı cihazın neredeyse tüm parçalarını kendi ürettiği için oldukça yüksek kalitede telefonların satış fiyatı düşük olabiliyor. Firmanın amiral gemisi telefonu Galaxy S III’ün fiyatını diğer firmaların amiral gemisi telefonları ile karşılaştırmak bu durumu görmek için yeterli.
Firmanın diğer bir avantajı da yazılım alanında yatıyor. Android’deki belki de en yetenekli arayüz olan TouchWiz, Samsung’un bu başarısındaki etken. TouchWiz’in en güncel sürümünde yer alana Akıllı Bekleme, Çoklu Ekran, Akıllı Uyarı, Doğrudan Arama, Pop up play gibi özellikler oldukça işe yarayabiliyor. Ayrıca firma, çıkardığı telefonların bir çoğuna yazılım güncellemesi anlamında destek sunuyor ve güncellemeleri oldukça hızlı sağlıyor (diğer firmalara göre).
Android cephesindeki diğer büyük oyunculardan HTC ise son dönemde biraz sıkıntıda. Firmanın markalaşma adına One serisi telefonları ile attığı adımlar pek de beklenilen sonuçları vermedi ve firma istediği satış rakamlarına ulaşamadı. Bunda tabi ki firmanın amiral gemisi telefonu One X’in birkaç ay sonra Samsung’un Galaxy S III’ü ile yarışmak zorunda olmasının da etkisi olsa da HTC’nin de yanlışları yok değil. Örneğin HTC One X, Galaxy S3′ten aylar önce piyasaya çıkmasına rağmen Android 4.1 Jelly Bean güncellemesini Galaxy S3′den sonra aldı. HTC’nin Sense arayüzü oldukça şık bir tasarıma sahip olsa da yetenek anlamındahala TouchWiz’in gerisinde kalıyor. Bir de tabi amiral gemisi cihazların düşük pil ömrüleri firmanın satışları için hiç de iyi olmadı.
Yine de HTC’nin telefonları yüksek kasa kalitesine, iyi performansa ve iyi donanımlara sahipler. Firma güncellemeler konusunda birçok cihaza destek vermeye çalışıyor olsa da biraz yavaş kalıyor. Geç olsun güç olmasın diyoruz.
2013 için iddiaları çok büyük olan Sony’de sıra. Firma da Android’in büyük üreticilerinden biri birçok kaliteli cihaza sahip. Tasarım anlamında oldukça sıra dışı yollar izleyen firma 2012 Xperia modellerinde tasarım anlamında oldukça tutarlı bir yol izledi. Kişisel olarak bu tasarımları beğenmesem de birçok kişi tarafından Xperia’ların tasarımları beğenildi. Sony de yazılım açısından sıkıntı çeken firmalardan. Zira firmanın telefonlarına koyduğu arayüz şık ve diğerlerine göre hafif olsa da yetenek anlamında malesef oldukça geride. Ayrıca firma, 2012 yılında pazara hakim olan dört çekirdek yarışına oldukça geç katıldı ve telefonları performans anlamında rakipleri ile (Galaxy S3, HTC One X) yarışamadı.
Güncelleme konusunda Sony, takvimi açıklayarak kullanıcılarına net bilgiler sağlıyor. Takvime göre oldukça fazla cihaza güncelleme sağlamaya çalışan Sony, güncellemeleri çok geç sağlıyor. Örneğin, firmanın bir süre amiral gemisi olan cihazı Xperia S, henüz Android 4.1′e güncellenmiş değil ve birkaç ay da bu durum sürecek. Firmanın CES2013′de duyurduğu oldukça iddialı modelleri Xperia Z ve ZL ise hala Android 4.1′i kullanıyorlar örneğin.
Sony, yüksek standarta sahip tasarım çizgisinden uzaklaşmadan yazılım konusunda kendini geliştirebilirse pazarda iddialı bir konuma gelebilir.
LG, Optimus G modeli ile kendini sevdirmeyi başardı bu sene. Firmanın daha önceki akıllı telefon modelleri oldukça yenilikçi fikirlere sahip olsa da (LG Optimus 3D ve Optimus Vu serisi gibi) kullanıcılar tarafından çok fazla kabul görmedi.
Bunun sebepleri arasında bir numaralı etken firmanın yazılım anlamında neredeyse hiçbir şey sunmamasıydı. LG, telefonların yazılım anlamında kullanıcıyı etkileyecek hiçbir şey koymadığı için kullanıcılar daha yetenekli telefonları tercih etmeye başladılar.
Firmanın akıllı cep telefonu konusunda son zamanlardaki en iddialı hamlesi şüphesiz Optimus G oldu. Dört çekirdekli Snapdragon S4 Pro işlemcisi ve yeni nesil grafik birimi ile telefon ciddi anlamda ilgi çekti ve Google’ın yeni Nexus telefonu olarak seçildi.
Bundan sonra LG’nin akıllı telefon pazarında ne yapacağına dair pek bir ipucu yok malesef. Optimus G ve Nexus 4 ile ivme yakalayan firmanın 2013 planları henüz belli değil.
Son olarak Motorola’ya değinmek gerek. Firmanın ürettiği DROID RAZR serisi telefonlar Türkiye pazarına çok geç geldiği için Motorola’nın ülkemizde etkin olduğundan söz edemeyiz. Google tarafından satın aldındıktan sonra da firma henüz ortaya ciddi anlamda rekabetçi bir ürün koymuş değil (Şu haberde sözü geçen cihazları ise heyecanla bekliyoruz).
DRIOD RAZR serisinin MAXX modelleri en çok ilgiyi hakeden modeller. Zira bu modellerin büyük iddiası, neredeyse her akıllı telefon kullanıcısının başını ağrıtan pil ömrü sorunu olmaması. Devasa pilleri ile bu üyeler diğer akıllı telefonlara göre çok daha uzun süre açık kalabiliyorlar, bu da kullanıcıya sağlanan büyük bir rahatlık demek. Onun dışında firmanın diğer modellerinin herhangi bir iddialı tarafı yok.
Yazılım tarafında Motorola, özellikle Google tarafından satın alındıktan sonra arayüzünü Android’in kendi arayüzüne oldukça yakın tutmaya başladı. Böylece cihazlarına ekstra yük bindirmeyen firma Android’in kendi arayüzünün de fonksiyonel olduğunu hatırlatma peşinde. Güncelleme konusunda firma bazı cihazları için desteği kestiğini açıklamasıyla oldukça tepki çekmişti. Bu cihazlar arasında eski amiral gemisi ilk çift çekirdekli akıllı telefon olan Atrix’in olması birçok kullanıcıyı firmaya karşı soğutmaya yetti. Motorola Atrix modeli şu anda Android 2.3 Gingerbread işletim sistemini kullanıyor ve giriş seviyesi telefonlar ile aynı fiyata satılıyor ülkemizde.
Google’ın Nexus serisine değinerek bu bölümü sonlandıralım. Nexus serisi, Google’ın genellikle geliştiricileri düşünerek satışa çıkardığı aile. Android’in en güncel versiyonlarına anında kavuşan bu cihazlar aslında oldukça ucuza satılıyorlar (Örneğin Nexus 4 8GB’in Play Store’daki satış fiyatı 300 Dolar, Türkiye’de tabi ki çok daha fazla) ve fiyatlarına göre inanılmaz özelliklere sahipler. Nexus 4, dört çekirdekli Snapdragon S4 Pro işlemciye, Adreno 320 grafik birimine, 2GB RAM’a, HD ekrana ve en güncel Android 4.2 Jelly Bean işletim sistemine sahip olmasına rağmen sadece 300 Dolar fiyat etiketi ile satılıyor yurt dışında. Nexus ailesi cihazların en büyük artısı şüphesiz güncellemeler konusunda. Direkt olarak Google tarafından yayınlanan güncellemeler Nexus ailesi telefonlara anında geliyor. Böylece Nexus sahipleri, diğer Android telefon sahiplerine göre yeni işletim sistemine aylar önce kavuşmuş oluyorlar.
Android dünyası sadece üreticiler ve Google tarafından destek görmüyor. Bağımsız bir çok geliştirici Android cihazlar için özel ROM’lar ve modlar üretiyor. Satış rakamları yüksek olan cihazlar, genellikle bağımsız geliştiricilerden daha fazla ilgi görüyor. Bu da üretici desteği kesse bile geliştiriciler tarafından uzunca bir süre destek görmek demek. Bu sebeple Android bir cihaz alırken bunu da hesaba katmak gerekiyor.
Hangi telefonu alacağınıza kadar verdikten sonra işiniz henüz bitmiş değil. Zira o telefon, onlarca farklı yerde onlarca farklı fiyata satılıyor olabilir.
Eğer aynı cihaz için ne kadar az ödersem o kadar iyidiyenlerdenseniz, araştırma sürecine başlayabilirsin. İnternet üzerinden satış yapan birçok büyük işletme mevcut, bunların da hemen hemen hepsinde elektronik cihazların fiyatları değişebiliyor. Genellikle kampanya süreçleri hariç ürünlerin fiyatları birbirine yakın olsa da spesifik kredi kartlarına ya da bazı zaman dilimlerinde büyük kampanya yapan yerler yok değil. Bu gibi indirimleri takip etmek gerek.

Kaynak:http://www.bibardak.com
Google Plus'ta Paylaş

Yazar: Cihat Kılınç

    Blogger'dan Yorum
    Facebook'tan Yorum

2 yorum:

  1. Çok detaylı ile yazılan güzel. Ben sizin bilgi gerçekten takdir. Şahsen ben iPhone kullanıyorum. Hangi kadar akıllıdır. ucuz cep telefonu

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. iPhone parasına gore ekranı kucuk bir telefon..Oyun telefonu değil yani.

      Sil